Mobsad Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği
MOBSAD Başkanı Sn. Nuri GÜRCAN, Ekotürk Kanalı’nda Ahu Orakçıoğlu’nun sunduğu Gün Ortası Programı’na uzaktan erişimle konuk oldu.
Hem istihdam sağlayan hem de katma değerli ürün ortaya koyan mobilya sektörü ve diğer üretim sektörlerinin desteklenmesi yönünde bir hükümet politikası olması gerektiğini belirten Gürcan, yurt içinde üretilen hammadelerin ihraç edilmesinden ziyade ülke içindeki üretime yönlendirilmesinin gerektiğini ifade etti.
Döviz kurundaki yükselmelerin, ihracatçı açısından rekabet avantajı getirdiği konusuna değinen Gürcan, ithal hammadde fiyatlarının da dövizle yükselmekte olmasının maliyetleri de sürekli yukarı çekmekte olduğnu belritti.
Mobilya sektörünün, kilogram başı ortalama 3 – 3,5$ civarı bir ihracat rakamı olduğunu, MOBSAD özelinde ise bunun 15$ seviyesine kadar çıktığını ve rekabet olarak İtalya ile kıyaslanabileceğini belirtti.
TOKİ veya Emlak Konut gibi bir yapılanma ile, üretime yönelik yapılaşmanın kolaylaştırılması, doğru bölgelerde düşük maliyetli ve uzun vadeli yatırım imkanlarının getirilmesiyle üretim kapasitesinin artırılabileceğini belirtti.
Türkiye’nin lokomotifi İstanbul’da bir mobilya OSB’si bulunmamasının dağınık üretime yol açtığını bunun da başta kira maliyetlerinin çok yüksek olmasına sebep olduğunu belirtti.
Mobilya sektörünün 193 ülkeye ihracat yaptığını, özellikle Amerika pazarına odaklanarak geçen yıla oranla %85 artış kaydedildiğini, buna rağmen Çin’den ABD’ye yapılan ihracata oranla çok düşük bir ciro olduğunu belirtti.
ABD pazarındaki payı arttırmak için kurulan depoların sayısını çoğaltmaya çalıştıklarını ifade etti.
Türki Cumhuriyetlerde hem üretim hem de mağazalaşma olarak büyüme olduğunu ve bu ülkelerin Türkiye’nin bir paçası/ili olarak değerlendirildiğini söyledi.
Hammadenin yanı sıra nitelikli ve hatta niteliksiz çalışan bulmakta zorluk yaşandığını, meslek lislerinin çok hızlı ele alınarak, eğitimin ilk yılının okulda yapılmasının ardından, sonraki yılların direkt üretimde sürdürülmesini önerdi.
Yeşil mutabakat kapsamında, özellikle Avrupa’da Türk Markalı mobilyanın varlığını sürdürülebilmesi için ufak üreticilerin eğitilmesi ve sektörün kümeleşmeye gitmesi ile hem finansman hem de yeni gereklilikler konusunda toplu hareket edilebileceğini belirtti.
